dış güzellik yerine iç güzelliğe bakmak

bu devirde imkansız olaydır. i̇nsanlar hızlı ve genelde dış görünüşe bakıp öyle karar veriliyor sevgili olup olunmayacağına zaten iç güzelliğe direk bakamazsın zamanla tanırsın ki bu arada da seni arkadaş olarak görüyorum sözünü sıkça duyarlar insanlar. yani mecburen dış görünüşe bakıyor insanlar.

görünüm olarak sadece bakımlı ve temiz olmasını önemsiyorum karşımdaki insanın. yüzü güzele bir günde doyulur da huyu güzele bin günde doyulmaz demişler. i̇nsanları kendi seçimi olan kararlar üzerinde değerlendirmek en sağlıklısı. dış görünüşün güzelliği sadece bir şanstır bunu kimse seçemez. ama karakterinizi, değerlerinizi siz oluşturursunuz.

en yakışıklı yazarlar,sözlük kızlarının fotoğrafları gibi başlıklar açılan bir sözlükte bu başlık altında çoğu kişinin isyan etmesi ironisi :d

içi güzel olan tek şey içli köfte

(bkz: at yalanı sikeyim inananı) (bkz: keşke geçen hafta gelseydiniz yerli malı haftası vardı) not: (#1948121)

kızlar, akşam akşam sikmeyin bizi aq.

şahsen bunu aşmış birisi olduğumu düşünüyorum. çünkü artık bir insanın hal hareketi, huyu suyu ilgimi çekiyor. şurası güzelmiş aman böyle yakışıklıymış tatavasını takmıyorum. ya da bir insana sırf güzel/yakışıklı diye tolerans tanıyorum ya da işte neyse ya boşvereyim demiyorum. bana tersse o an bitiriyorum bir şey olacaksa da. bu sadece ilişki için de değil. arkadaşlık için de geçerli. zaten bir süre sonra ne kadar göze hitap etse de içinize hitap etmeyen bir insana katlanamadığınızı farkediyorsunuz.

dışı iyilere bana bakmaz diye bakmıyorum içi iyiler de ne hikmetse hep kapılmış

bedeni değil, ruhu sevmek gerek

flörtüm hanımefendi hazretlerinin önce dış güzelliğine bakarım. dış güzelliği zevkimi okşayıp onayımdan geçerse eğer işte o zaman iç güzellik ararım ki sadece flört olarak kalmasın, o da isterse tabi...

dışını beğenmediğin, çok az bile olsa ilgini çekmeyen kişinin içini merak etmezsin. burda boş boş “yok benim için davranışı önemli, içi güzel olsun, huyu böyle olsun” diye yalan dolan konuşmayın.

(bkz: pankreasını beğenmediğin birinin tipini merak etmezsin) yav he he tamam inandım, iç güzelliğe bakarsınız ilk aynen. ama nedense yanınıza eli yüzü yanmış, deforme olmuş suratlı biri gelse ayağınız götünüze deye deye kaçarsınız oradan.

lakin dışımız güzel değilse kimse içimizi merak etmiyor

kutunun içinde ne olduğu kimsenin umrunda değil herkesin önemsediği şey kutunun gösterişli olması ama unutmayiniz gösterişli kutulardan hıyar ezik buzuk kutulardan elmas çıkma ihtimali her zaman daha yüksek

bu yüzden sozlukteyim. burda insanları görmeden taniyoruz,seviyoruz.

net samimiyetsizlik. elbette iç güzellik önemli lakin dış güzellik daha da önemli. her baktığımda içimi ısıtacak güzellikte birisi olsun hayatımda. yarram gibi tipi olduktan sonra banane içinden? kendinize gelin.

klişe ama hala severim, birisi şey yazmıştı ''dış güzelliğe önem vermem diyenler uğur böceğini sevip hamam böceğinden iğreniyorlar.''

ondan ayrı kalana kadar dış güzelliğinin bu kadar fazla olduğunu fark etmemiştim. fotoğraflarına baktıkça fark ettim çok güzel olduğunu. belki yarışmaya katılsa türkiye güzeli olacak kadar. ama gözlerinin güzelliğini fark etmem çok uzun sürmemişti. gözlerinden başka hiçbir yere bakmamıştım ki. işıl ışıl parlayan boncuk gibi gözler. daha önce de dediğim gibi ben onu tanımaya başladıkça sevdim. hal ve hareketleriyle, duygularını yaşayış şekliyle ve yansıtmasıyla, çocuksu davranışlarıyla, gözlerindeki o ışıltıyı sevdim. ben ayça'nın her şeyini sevdim. ona dair her şeyi sevdim.

hegel demiş ki; zekasını beğendiğin birinin görüntüsünü merak etme, zekasını kullanmayan birinin ise görüntüsünden etkilenme.

nişanlımın iyi ki yaptığı hareket..

diyen insana "he cinsel organım(yarram) he" diye cevap vermek gerekir.

bedel ödemeden yapılamayacak şeydir. tabiri caizse bu iş karpuz almaya benzer. dışına aldanıp bir, iki, üç kelek alır. sonrasında karpuzun içini görmeyi öğrenir, dışına aldanmaz. ama evvela o ağzın tadını bozulması gerek elbet.

(bkz: yok öyle bir şey çıkar onu aklından) hiçbirimiz uğur böceğini sevdiğimiz gibi hamam böceğini sevmiyoruz.. kendimizi kandırmaktan başka bir ise yaramaz bu tabir..

(bkz: hızlı yaşamış erkek) artık anlamaya başlayınca dış güzelliğin sadece bazı işlerde ve bir kaç gün çekilebilir olduğunu bu tarafa iç güzelliğe yönelmeye başlar. kimisi 30'undan sonra kimisi 40'dan sonra iç güzelliğe bakar. şu an 20 yaşlarda olan insanlara yalan geliyor biliyorum, bu duruma kendilerini inandıramıyorlar. "abi ben hayatta beğenmediğim bir insanla yaşayamam" evet o uyumu yakalayamadığınız hiç kimseyle beraber yaşlanamazsınız ama kafanızda her zaman bir soru işareti varsa "acaba daha güzelini bulabilir miyim?" gibi doyumsuz düşüncelerinizi dindiremiyorsanız zaten olgunluğa erişmiş değilsinizdir ve güzel yada çirkin hiç kimseyle yaşayamazsınız. kendinizi tanıyın ilk önce, gerçekten ne istediğinize bakın. herkesin ve popülerin isteklerine yönelerek hata yapıyoruz. popüler kültürdeki beğenileri aklımıza birileri sokuyor sürekli gösterilerek. iç güzellik denilen şey de çok göreceli bir kavram.

ilginizi çekmeyen birinin içini merak etmeniz zor ama öyle ya bazen bazıları o önyargıları kırar ki iyi ki dersiniz

birbirinin yerine geçirmek adına bir şeyler yapmak bana oldum olası saçma geliyor. tek başına bir şeylere bakmak yetersiz. i̇kisini harmanlayıp bakıyoruz genellikle. harmanlayıp. bazen karakterinizin güzelliği %70, yüz güzelliği %30 bazen ise bunun tam tersi. güzelce harmanlayıp dengeli bakıp görenlere selam olsun.

bu cümleye ben hiç inanmiyordum ama basima gelene kadar 2 yıl sürdü etrafimdakiler ilk duyduğunda inanamadılar ciddi olamazsın bu çocuk seni nasıl kandirdi, siz hiç birbirinize bakiyor musunuz bu kadar zit insanlar (hem karakter açısından hem de fiziki) nasıl sevgili olur felan filan ama insan sevince yüzünde ki sivilce boyu kilosu konuşma tarzı giyinis şekli hiç umrunda olmuyor. belki mükemmel bir yakışıklılığı yoktu bir gören bir daha dönüp bakmıyordu ama ben samimiyetini sevdim. kimsesizliğini yalnızlığını bana karşı davranışını i̇çten konuşmasını sevdim ama kimseye anlatamadım neden sevdiğimi ki anlatsamda anlamiyorlardi zaten taaaki şerefsizlik yapıp sürekli kırıp ağlatıp üzdükten sonra anladım ki ne kadar sevsen de karşında ki aynı değeri vermiyorsa sana booooş iş. ama şimdi pişmanım keşke olmasaydi...

dış güzellik hiç umrumuzda değil gibi yazalım arkadaşlar

bir gün hayal edin ki şu başlığa girdiğinizde "iç güzellik dışı güzelde aranır" duyarı görmeyelim. hayır arkadaş hayır amk. i̇ç güzellik dış güzellik ile tamamlanır. zaten dış güzellik bir algıdır. zamana ve mekana göre değişiklik gösterir.

yalan. biz karşımızdakinde ne görmek istiyorsak onu görüyoruz.

kastedilen iç güzellik makyajın altıdır, diğerine bakan kalmadı çünkü

asrın yalanı. karpuzu bile dıştan beğenmeyince almıyoruz. yolda yürürken size göre güzel olmayan birine alıcı gözle bakıyor musunuz? duygu kasıp evet bakıyorum derseniz, önce bir psikoloğa gidin derim.

değerli bi abimizin bir lafı vardır genç güzellik geçicidir, kalıcı olan tek şey güzelliğin kendisidir

bi insanın gerçekten ruhunu sevmeyen insanlar asla anlayamıyor bu olayı ama böyle bir şey var arkdşlr

züğürt tesellisidir. dış güzellikte aradığını bulamayanların bahanesidir. bir arkadaştan biliyorum.

neyin içi?